Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek bunu diğerleri takip edecek” (Hadis-i şerif­­)

            Değerli okurlar dünya tarihinde öyle olaylar vardır ki gezegenin kaderini topyekün değiştirecek zuhurata sahiptir. 2001’in Eylül 11’inde dünya televizyonlarında şok bir haber yer aldı. Teröristler ABD uçaklarını kaçırmış ve Newyork’un kalbindeki Dünya Ticaret Merkezi kuzey gökdelenine çarpmıştı. Kısa  zaman sonra ikinci bir uçak  Dünya Ticaret Merkezinin güney kulesine çarptı. Amerikan başkanı o dönem George Bush’tu. Beyaz saray bu ardıl iki saldırının terör saldırısı olduğuna kanaat getirdikten dakikalar sonra ABD’nin güvenlik kalbinin attığı Pentagon’a üçüncü bir uçak saldırısı olmuştu. Tv yi açan bizler manzara karşısında şok olmuştuk. Süpergüç düşmana karşı savunmasız mıydı yani ! İkiz kulelerden sarkan, atlayan çaresiz insanlara üzülürken gözümde Amerikan rüyası da az sonra olduğu yere ateş topu olarak çöken ikiz kulelerle beraber tuzla buz olmuştu. 11 Eylül saldırıları  sonuçlarıyla birçok ülkeye ağır bir fatura kesti. Biz Y kuşağı o dönemin genç jenerasyonu olarak fitilin ateşlendiği noktayı hatırlıyoruz. Sarsılmaz Amerika intikamını en ağırından alacak ve Afganistan’a girecekti. Kendisine yapılan terör saldırısından ötürü meşru müdafaa zeminine oturttuğu derin amaçları doğrultusunda Amerikan kırbacı Orta doğuda şaklayacaktı. Öylede oldu. Afganistan sözüm ona demokrasiyle şenlendi,. Eh az da olsa demokrasi geldi kızlar okula gitti çalıştı falan. ABD’nin 20 yıl çöktüğü Afganistan’dan uçaklara doldurup terörist yaftasıyla kaçırdığı insanları ki birçoğu suçsuz çıkmıştır. ABD Guantanamo hapishanesinde yaptığı insanlık suçları belgelerle sabittir.. Çoğu da sorgusuz sualsiz yıllarca türlü işkencelerle tutulan mahkumlar ya ölmüş ya aklını kaçırmıştır. Afganistan’dan apar topar kaçan Amerikan ordusu geride kocaman bir kaos bıraktı. Dünyanın en büyük afyon ticareti dönen Afganistan’ın halkı da demokrasiden yeterince faydalanmamış olacak ki akın akın ülkemize gelmekteler. 20 yıl süren ABD işgali sonuçta Tv’ de uçak tekerlerine sarılıp ülkesinden kaçmaya çalışan, düşerek paramparça olan insanlar gördük. Afganistan eskisinden de karanlık yoksul bir enkaz şimdi. ABD hep aynı slogan demokrasi vaadi aldatmacası.İngilizler sömürürken aleni yapıyordu. ABD yüzünüze gülerken cebinizdekini aşırıyor. Irak’ı işgal etti, askerleri Irak halkına türlü işkenceler yaptı. Ebu Gureyb diye yazın belgelerle Google amca anlatıyor. Irak başkanı Saddam bir çukurda yakalanıp idam edildi. Ülkesinin petrolleri oluk oluk okyanus ötesine akıtılacaktı. ABD Irak’ın müzelerini yağmaladı, halkın paralarını, bankalarını değerli her şeyini alıp gittiler. Irak güya diktatör Saddam’dan kurtuldu. Şimdi eskisinden de fakir. Valla bu ABD’nin vukuatları say say bitmez tee Kore’ye gitmeden yakın tarih Libya ile meseleyi sonlandıralım. Kaddafi’de diktatördü. ABD Libya iç savaşına müdahale eder. Kaddafi’yi insanlık dışı bir biçimde  infaz eder. Sonra refah içindeki Libya  savaşın pençesinde kan, acı, gözyaşı ve sefaletle tanışır. Amerika’nın tuzağı hep aynı. Kafese peyniri koyar, rahat batan halkları kafesler. Sonra da siz kafeste birbirinizi yerken evde ne var ne yok götürür. Demem o ki en kötü yönetiminiz bile işgalci bir devletin size sunacağı sözde demokrasiden daha iyidir. Değişim her ülkenin kendi iç dinamikleriyle olmalıdır. Kıssadan hisse ülkemizde de herkes mevcut ortamda yediden yetmişe siyasetçi kesilmiş. Siz siz olun her peynire koşmayın. Bu vatan hepimizin.