“Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz!”

 Mustafa Kemal Atatürk bu sözlerle 19 Mayıs’ı Gençlik ve Spor bayramı olarak Türk gençliğine armağan etmiştir.

Değerli okurlar ülkemiz ve dünya gerek ekonomik gerek sosyolojik olarak son derece kaos dolu bir süreçten geçiyor. Yakında kutlayacağımız 19 Mayıs Atatürk’ü anma, Gençlik ve spor bayramının anlam ve önemine değinmek istiyorum. Ulus devletlerin millet olma bilincinde en önemli unsur tarihidir. Bireyler ve sonra toplum, ülkesine ait mücadelelerini, geçmiş yaşanmış süreçleri iyi bilmelidir. Bilindiği üzere 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk Bandırma vapuru ile Samsun’a çıkmıştır. İtilaf devletlerinin işgaline karşı Türk Kurtuluş savaşının başladığı gün kabul edilir. 103 yıl önce gerçekleşen bu cesaret dolu adım Kurtuluş savaşının meşalesini Samsun Havza’da yakmıştır. Mustafa Kemal Atatürk Milli Mücadele için örgütlenme çalışmalarına burada başlamıştır. Bu sebeple 19 Mayıs 1919 aynı zamanda Kurtuluş savaşının başlangıcı kabul edilir. İngilizlerin Anadolu’da direnişi kırmak ve küçük kıpırdanmalara yönelik aldığı tedbirler vardı. Bu kapsamda Osmanlı Saray Hükümetine nota vermişlerdi. İşgalin karşısında oluşabilecek tüm direnişi kırmak istiyorlardı. Anadolu’da halkın ve askeri güçlerin elindeki tüm silahların toplanması isteniyordu. Erzurum, Erzincan, Bayburt, Sivas gibi illerde silah vermeye yanaşmayan halkın yaptığı toplantıların engellenmesi amaçlanıyordu. Bu şura’ların engellenmesi ve Anadolu’da muhtemel bir direnişin önüne geçilmesi hedefleniyordu. Damat Ferit, padişah Vahdettin’i Mustafa Kemal’in ordu müfettişi olarak Anadolu’ya gönderilmesi konusunda ikna ediyordu. Askeri ve Mülki yetkileri genişletilen Mustafa Kemal öyle söylenegeldiği gibi İngilizlerden gizli “Sen git, direnişi başlat. Biz bilmezden gelelim.” Gibi bir amaçla gönderilmemiştir. Aksine İngiliz notasına binaen Osmanlı Devleti tarafından herhangi bir direnişe mahal verilmemesi için Anadolu’ya gönderilmiştir. Elbette kısıtlı yazımızda cereyan eden tüm hadiselere değinmek mümkün değildir. Mustafa Kemal’e padişah tarafından kasa kasa altınlar verildiği, Samsun’a gidip kurtuluşu başlattığı tamamen bir palavradır. Sadece bir miktar para vermiştir. Aksine Anadolu’ya geçilince direniş için kongreler icra edilirken maddi sıkıntı çekilmiştir. Atatürk’e eşlik eden arkadaşlarından Mazhar Müfit Karsu’nun tarihe düştüğü notlardan ne zorluklarla karşılaşıldığını araştırıp görebilirsiniz. 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlayan Anadolu’ya yayılan kongreler neticesinde Kurtuluş savaşına giden yolda halkın örgütlenmesi sağlanmıştır. Elbette haber alma konusunda örgütlenmeleri tartışılmaz, casus sistemi o günde işlevsel olan İngilizler, Atatürk’ün direnişi örgütlemesinden, yaptığı kongrelerden, yayınlanan genelgelerden haberdar olmuşlardı. Etekleri tutuşan İngilizler Mustafa Kemal’in geri çağrılması yönünde Osmanlı Harbiye Nezaretine yazı yazıyorlardı. Nezaretten padişah adına yapılan “geri dön!” çağrısına olumsuz yanıt verince Mustafa Kemal ordu müfettişliği görevinden alınıp azledilmiştir. Tüm bunlardan sonra bir yıl dolmadan 10 Nisan 1920’de Atatürk ve arkadaşlarının ‘’katli vaciptir’’ fetvalarını yayınladılar. Üstelik direniş için kurulan Kuva-yi Milliye’ye karşı Kuva-yi İnzibatiye’yi kurdular. Atatürk ve silah arkadaşlarını idama mahkum ettiler. Şimdi tarihte belgelerle sabit olan gerçeklerden yola çıkarak soruyorum. Vatanı ve milleti için canı pahasına bağımsızlık ve hürriyet için canını ortaya koyan bu adam olmasaydı sizce yine her şey aynı olur ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurabilir miydik? Ben kuramazdık diyorum. Belki mücadeleyi başlatan pek çok askeri deha yine olacaktı. Fakat devamında sahada savaş bittikten ve Anadolu düşmandan temizlendikten sonra gerçekleştirilen Atatürk ilke ve inkılapları var olamazdı. Çünkü köhnemiş Osmanlı devletinin bağrından doğan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını Atatürk’ün ileri görüşlülüğü ve idealistliği, çok yönlülüğü gibi kişisel özelliklerine borçluyuz. İlk Amasya genelgesi ile ulusal egemenliğe giden yolda Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılmaya başlanmıştır. Bu temel metnin üzerine ise Atatürk ilke ve inkılapları ile egemenliği millete veren bir devlet inşa edilmiştir. Amasya Genelgesinde ‘Milletin istiklalini yine Milletin azim ve kararı kurtaracaktır’’ cümlesinden hareketle şu sonuca varırız: Kurtuluş reçetesi şu idi, Türk milletinin sarsılmaz imanı ve hürriyetine olan düşkünlüğü. Vatanın ana gibi kutsal oluşu, bağımsızlığın timsali bayrak ve sancağın ayakta kalması. Hürriyetine böyle aşık bir milletin içinden de diğer milletlerin gıpta ettiği o büyük lider bize nasip olmuştur. Lloyd George “İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki küçük Asya’da çıktı. Hem de bize karşı” dediği kişi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu köklü tarihe sahip mübarek millet elbette içinden pek çok harika lider yetiştirmeye muktedirdir. Gençlerimizin çok okuması çok çalışması gerekmektedir. Cumhuriyeti ve değerlerini korumakla görevlendirildiniz. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nızı kutluyorum. Mehmet Akif Ersoy’un şu sözünü kulağınıza küpe ediniz diyorum. “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmayı nasip etmesin.”