GERÇEK GÜNDEM

Kışın kapıya dayandığı bu günlerde gıda fiyatlarına yetişemeyen vatandaşlar, soğuyan havalarla birlikte artacak enerji maliyetlerini kara kara düşünmeye başladı. Enflasyonun erittiği maaşlarla adeta birer ekonomi profesörüne dönüşen vatandaşlar, siyasi çekişmeler ve yerel seçim hesaplarından daha çok buzdolaplarını nasıl dolduracağının hesabını yatıklarını söyledi.  

“GÖRÜNMEYEN GERÇEK”

Vatandaşın geçim derdinde olduğunu söyleyen İrfan Yağar, “Evim yok ki buzdolabım olsun. Yoksulluk sefalet içindeyim. Bu şehirde doğdum bu şehirde büyüdüm. ’Biri yer biri bakar kıyamet bundan kopar’ atasözü de tarih oldu. Elalem yer ben bakarım; ama kıyamet de kopmaz. 90 milyon nüfusumuz var. Bunun 76 milyonu sürünüyor benim gibi. Görünmeyen bir gerçek bu. Geri kalan 14 milyon kaymak tabaka” şeklinde konuştu.

“NASIL YETİŞELİM”

Cevdet Yaman, “5-6 sene önce buzdolabımı 300 liraya doldurabiliyorken şu an o parayla dolabın çeyreğini bile dolduramıyorum.  Bir buzdolabı bugün 7-8 bin liraya ancak doluyor.  Fiyatlar ortada. İhtiyaçlarımızı alamıyoruz. Verilen maaşlar belli. Bunun kirası var, faturaları var. Nasıl yetişelim her birine? Temel ihtiyaçlarımızı alabilirsek şükrediyoruz” ifadelerine yer verdi.

“ETİKETLER CAN SIKIYOR”

Sevim Tekin, “Eskiye nazaran tabi her şey daha farklı. Market alışverişine çıkıyoruz raflarda gördüğümüz etiketler oldukça canımızı sıkıyor. Hadi biz evde iki kişi yaşıyoruz, kendimize göre alışverişimizi yapıyoruz. Ama kalabalık ailelerin durumunu ben düşünemiyorum. Umarım eski refahımıza geri dönebiliriz” ifadelerini kullandı.

“ALIM GÜCÜMÜZ YOK”

Sebahattin Karabulut, “Ben 44 sene devlete hizmet verip emekli oldum. Önceki alım gücü ile şimdiki alım gücü bir değil. Eskiden buzdolabı doluyordu ama o zamanlarda da fakir insanlar vardı. Her şey zamanına göre yaşanıyor. Şu anki alım gücümüzle eski dönemlerdeki alım gücümüz arasında büyük bir fark var” şeklinde konuştu.

“KELİMELERLE ANLATILMAZ”

Saim Akçay, “Duygularımı dile getiremiyorum, o kadar doluyum. Bir kaos var; Adaletsizlik noktasında, pahalılık noktasında, stres noktasında. Kelimelerle tabir edilmez yani. Alameti kıyamet yaşıyoruz. Kimse bu işin farkında değil. Bu toplum uyuşturuldu ve alıştırtıldı. Herkeste negatif bir durum var. Millet ses çıkaramıyor. Çünkü insanlar korkuyor ve susuyor. Herkes düzene alışmış durumda.  Patlamaya hazır bir mayın topu gibiyiz” dedi.

“YOKSUL SAYISI ARTIYOR”

Hilal Akçay, “Enflasyon bu kadar hızlı bir şekilde yükselince temel ihtiyaçlarını karşılayanların sayısı artıyor demektir. Zaten yoksulluk sınırına baktığımızda tabloyu net bir şekilde görebiliriz. Yoksulluk sınırı ile emekli maaşı arasında oluşan farka bakarak bir sonuca ulaşabiliyoruz” dedi.