Sakarya Sebzeciler ve Meyveciler Odası Başkanı Muzaffer Kabacan, herkesin kaliteli ve uygun fiyatlı ürüne ulaşabilmesi için Sakarya’da Tarım Organize Sanayi Bölgesi (Tarım OSB)’nin kurulmasının şart olduğunu söyledi.
TV 264 ekranlarından yayınlanan ‘Muhabir Masası’ programında konuşan Oda Başkanı Kabacan, Tarım Organize Sanayi Bölgesinin önemine dikkat çekerek, “Daha önce SATSO Başkanı Akgün Altuğ’un bir söylemi oldu ve çok teşekkür ediyorum. Biz bunu yıllardır söylüyoruz. Sakarya Tarım Organize Sanayi kurulması taraftarıyız. Tarım organizenin yanı sıra bacalı sanayimizde olması lazım. Altuğ başkanıma böylesine güzel bir çalışma için teşekkür ediyorum. Kurulacak olan bu organize de mevsimsel veya seracılık sistemiyle ilgili bütün şartlar oluşmalı. Bunun içinde Akova dediğimiz bölge ya da Dernekkırı Mahallesi’dir. Artık topraksız tarıma bile geçiş yapmalıyız ve bu konuda üzerimize düşen tüm sorumlulukları yapacağız Sakarya’da organize tarım bölgesi kurulursa çok kaliteli mal üretilecek ve o zaman maliyet de düşecek. O zaman gidip Antalya’dan, Ege’den ürün almak yerine kendi Organize Sanayi Bölgemizden alırız. Ayrıca burada tohum ıslağı üniteleri olması lazım, laboratuvarlar olması lazım, tohum üretecek yerler olması lazım, topraklı seracılık olması lazım, topraksız seracılık olması lazım. O zaman hem kaliteli, hem uygun ürün buluruz ve hem organik ürünlerle, hem de ekonomik fiyatlarla satarız” dedi.
Pazar tezgahlarındaki ürünlerin fiyatlarının artmasının aracılara bağlanmasının yanlış olduğunu belirten Kabacan, “Bu söylemler hep yapılıyor, Aslında pazarcı gidip ürün toplayamaz, direkt satacak. Esnaf arkadaşımız tek başına gidip de Akdeniz'den mandalina, Antalya'dan domates veya Ege'den başka bir ürünü aynı anda alamaz. Burada birileri olmalı ve istenilen ürün tedarik edilmeli. Bir tüccar lazım arada. Bazı arkadaşlar diyor ki, ya köylüye ve üretici pazarı açalım, gelsin köylü kendi malı kendi satsın. Getiremez, yapamaz. Çünkü köylü ürününü gözü gibi bakar, zor şartlarda yetiştirir. Yani ne zor şartlarda yetiştirdiği ürününe kıyamaz. Burada olay dönüp dolaşıp tarımı meslek edinmemize geliyor. Hükümetin tarım alanları üzerine çalışması var. Bu konunun üzerine gidilmeli ve tarım daha çok teşvik edilmeli. Benimde 2012’de imza attığım bir Pazar yönetmeliği var. Türkiye genelindeki bütün pazar ve pazar işletmelerinin hepsini kapsayan hal kanunu var o kanan çiftçi de kapsıyor. Çiftçinin nasıl mal üreteceğini, nasıl getireceğini, nasıl satacağını kapsıyor. Bizim pazar yerlerindeki denetimleri, pazardaki satışları hepsini kapsayan bir kanun bu yönetmelik. Tabi kanunlar çıkıyor ama denetim olmuyor. Gidin köylü pazarlarına bakın diyor ki yönetmelik, 150 kiloyu geçen ürün satamazsın. Pazarcı ticaret yapıyor, gider malını halden alır satar. 2012'de bizim federasyonun yönetimindeydim bu kanan çıkarken ve şimdi belediyeler siyasi bir kurum olarak bu kanun onların elini de rahatlattı. Her belediye pazarlar için ayrı ayrı yönetmelik yapıyordu, gerekirse işte kendi siyasetin yakın olmayanlara yer veya tezgah vermiyorlardı. Şimdi bu yönetmelikle bunların önüne bile geçildi. 5957 sayılı pazar yeri yönetmeliğine bütün belediyeler uymak zorunda" dedi.