Son zamanlarda toplum olarak iyilik yapmaktan kaçınır olduk.
Yaşım itibarıyla geçtiğim yollarda küçük büyük herkes, her konuda birbirimize koşup yardım ederdik.
Ancak halen sebebini kesin olarak bilmediğim gibi neden bu kadar bencil olduk? İyilik yapmak, aslında en doğal halimiz.
Bir bebeğin gülümsemesi, bir hayvanın sevgiyle kuyruğunu sallaması iyiliğin en saf halidir.
Peki ya biz, yetişkinler Neden bu kadar zorlanıyoruz iyilik etmeye?
Belki de acele ettiğimiz, rekabetin içinde boğulduğumuz, kendimizle ve çevremizle barışık olmadığımız için olabilirmi diye düşünüyorum...
Belki de iyiliğin karşılığını hemen almak istediğimiz, minnet beklediğimiz için oysa iyiliğin en büyük ödülü, iyilik yapmaktır.
İyiliğin karşılığında kötülük görme korkusu, reddedilme korkusu bizi iyilik yapmaktan alıkoyabilir.
Kendi çıkarlarımızı başkalarının üzerinde tutmak, iyiliği yapmamızı erteleyebilir.
Hızlı yaşama ayak uydurmaya çalışırken, iyilik yapmaya vakit bulamayabiliriz.
Geleceğe dair kaygılarımız, bugünün tadını çıkarıp başkalarına iyilik yapmamızı engelleyebilir.
İyilik yapmak sadece karşımızdakini değil, kendimizi de iyi hissettirir. Stres seviyesini düşürür, bağışıklık sistemini güçlendirir, mutluluk hormonlarını artırır.
Ayrıca sosyal ilişkilerimizi güçlendirir ve toplumda daha iyi bir insan olmamızı sağlar.
Her gün yapacağınız küçük iyilikler bile büyük farklar yaratacağına inanıyorum.
Bir gülümseme, gününü kötü geçiren birine umut olabilir.
Karşınızdakini dikkatle dinlemek, onun için çok değerli olabilir.
İhtiyacı olan birine yardım etmek, onun hayatını kolaylaştırabilir.
Minnettarlığınızı ifade etmek, karşınızdakini mutlu edebilir.
İyilik yapmak, bir tercih meselesi değil, bir yaşam biçimi olmalı.
Unutmayalım ki, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için tek bir iyilik bile yeterli olacağına inanıyorum.
Saygılarımla...