HAFIZDI ATEİST OLDU
 

Bırak olmasın mezar taşımız, bir okul bahçesine gömsünler bizi çocuklar yürüsün üzerimizde. Aziz Nesin

İnsan niye bahçeye gömülmek ve mezarsız olmak ister. Aykırı edebiyatçılarımızdan Aziz Nesin’i ölümünün 27. Yıldönümünde yad edelim. Edebiyatçılar çeşitli nitelendirmelerle anılırlar. Çoğu zaman bu onların siyasi ve ideolojik görüşleri üzerinden olmakla birlikte dini inanış ve yaşam tarzları üzerinden de olabiliyor. Nazım Hikmet denince komünist denirken Aziz Nesin içinse ateist ibaresi kullanılır. Toplumda hala anılan, yıllardır kitapları okunan bu yazarlarımızın toplumu tümüyle komünist yada ateist yaptığını söylemek deli saçması olurdu. Demek oluyor ki kalemlerinden neşrettikleri eserleriyle daha uzun yıllar edebiyat dünyasının duayeni olacak bu isimler ideoloji ve inançlarından ziyade yazar ve şair olarak güçlü kalemleriyle yapıtlarıyla var oldular.

Gerçek adı Mehmet Nusret Nesin 20 Aralık 1915’de Heybeli adada doğmuştur. Babası Abdülaziz bey ve annesi Hanife hanımın en büyük çocuğudur. Birde kız kardeşi olmuştur. Heybeli ada gibi zenginlerin kümelendiği bir adada fakirliği derinden yaşayan ailesinde yetersiz beslenme yüzünden kız kardeşi Nurhayat’ın ölümünden çok etkilenmiştir. Galip adındaki hocasından ders almıştır. Okuma yazmayı, Arapçayı öğrenmiş, 8 yaşında hafız olmuştur. Güzel yazı sanatları, cebir, geometri öğrenmiştir. Fakat ilerleyen yıllarında bundan şikayet edecek, çocukluğunu hiç yaşayamadığından dem vuracaktı. Öğrenim hayatında detaylı bir dini eğitime tabi tutulurken ilerleyen yıllarda Harp okullarına gidecek, 1944’de ordudan atılacaktı. Sonrasında Karagöz ve Yedigün dergilerinde yazacak  yayın dünyasında adı duyulmaya başlayacaktı. Millet dergisinde öyküler, Tan gazetesinde köşe yazıları yazmış, bu gazete saldırıya uğramış yakılmıştır. Bu onun yangınla yüzleşmesinin ilki olmakla birlikte sonuncusu olmayacaktı. Sonraları haftalık magazin dergisi çıkarmış, kısa süreli siyasi parti üyeliği olmuş siyasi broşür de yazmıştır. Sabahattin Ali ile Marko paşa mizah gazetesini çıkarmış çok ses getirmiştir. Politikacılara yönelik hicvin bedelini sünsürlerle ödemiştir. Yıllar içinde yazdığı yazılardan dolayı sürgün yemiş, hapse düştüğü de olmuştur. Başından dört evlilik geçmiş, dört çocuğu olmuştur. 1965’de yurt dışına gitmiş pek çok ülke gezmiştir. 8 yaşında hafız olan Aziz Nesin sonraları kardeşinin ölümüyle en nihayet çok sevdiği annesini de 12 yaşında kaybedince müteakiben fakirliğin tesiri, dini eğitiminde kendisine tekkede dayattığı aşırı baskıcı tutumdan sonra duygu ve inanç dünyasında fırtınalar kopacaktı. Askeri okullardan sonradan büsbütün fikri bir değişime girecekti. Fakat Ateizme yönelmesi kendisine pahalıya patlayacaktı. 1993 Sivas Madımak otelinde yakılmak istenen aydınlar arasında oda vardı. İtfaiye merdivenleriyle kurtulmuşsa da linçten polislerce korunmuştur. Eserlerinde Modern Türk mizahını dünyaya tanıtmıştır. Hikaye, masal, oyun, roman, şiir, fıkra, gezi ve anı gibi türlerle pek çok eser vermiştir. Sosyal gerçekçi anlayışla yapıtlarında toplumdaki  sosyal, siyasal unsurları mizahla ortaya koymuştur. 6 Temmuz 1995’de kalp kriziyle hayatını kaybetmiştir. Vasiyeti üzerine Çatalca’daki Nesin vakfının bahçesine gömüldü. İsteğine uygun olarak bugün üzerinde çocuklar oynuyor. Aziz Nesin Tan gazetesinde ilerleyen yıllarda da Sivas Madımak’ta yakılmak istenmiştir. Oysa fikirler yangınla söndürülemez. Aksine daha da ölümsüzleşirler. Ortaçağda cadı inançsız diye insanları yakan zihniyetle ateist diyerek insanları katletmek isteyen zihniyet aynı. Hani en büyük günah cana kıymaktı.

İnsan yalnızca söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumludur. Aziz Nesin