Açık Bütçelerle Cumhuriyetimiz devam edemez. 

Op. Dr. Aytekin Ertuğrul  

draertugrul@hotmail.com 

Tele-1 e haciz ve satış saldırısı haberi aşağıdaki linktedir. Bir yönetim muhalif kanalları da susturtma noktasına gelmişse bu demektir ki yönetim demokratik olarak iflas etmiştir. Yani o memlekette demokrasi bitmiştir. Bugün Türkiye'miz AKP yönetiminde, demokrasinin bittiği yerdedir Demokrasilerde yalnız muhalefet vardır. Bir devleti, demokratik hukuk devleti yapan şey muhalefetin varlığıdır. Neron yönetiminde bile iktidar vardır ama   muhalefet yoktur. Sen İktidara geldiğin zaman 18 lira olan bir gram altını 1076 TL ye yani 56 misline çıkaracaksın ama bunu Türk milleti söyleyemeyecek muhalefet söyleyemeyecek aydınlarımız yazarlarımız söyleyemeyecek ve yazamayacak. Bunun adı demokrasi olacak. Hayır, hayır ve hayır bunun adı demokrasi, değildir. FAŞİZM dir. 14 Mayıs 1950 den sonra biz Faşisti yönetimler altındayız. Bunu kim söylüyor bakalım kim söylüyor? 

Biz “demokratik rejim” dedik,  demokratik rejim kurulmuştur. 

Bu demokratik rejimi istikametinden ayırıp “baskı rejimi” haline götürmek tehlikeli bir şeydir. 

“Bu yolda devam ederseniz, 

ben de sizi kurtaramam.”  İsmet İnönü 

 

Açık bütçelerde ısrar etmek demokratik rejim dışıdır. Açık bütçeler bağımsızlığımızı yok etmekte, Türk milletini tam manasıyla iflasa sürüklemektedir. O zaman da " Milli reaksiyonlar " başlar. Milli reaksiyonların doğru hukuki ve demokratik çözümü seçimdir. Seçime kadar sabırlı olunuz. Sizi seçimle iktidara getiren bu memleketin her karış torağını şehit kanları ile sulayarak Türkiye Cumhuriyetini kuran Büyük Türk halkı yani, Türk milletidir. 

 

Av. Sayın Güner Yiğitbaşı ne diyor? 

Sayın Yiğitbaşı diyor ki: 

"Doğru yaptıkları hiç birşey yok. 

Ülkeyi yönetemiyorlar artık. 

Özgürlükleri, demokrasiyi, ekonomiyi, dış politikayı berbat ettiler. 

Şunu iyi yapıyorlar diyebileceğimiz, hiçbir olumlu faaliyetleri yok. 

Akaryakıt aldı başını gidiyor. Bir yıl içinde, yaklaşık 7 TL olan benzin ve mazotun bugün ulaştığı fiyat, 28TL.lerde. Yaklaşık dört kat artmış litre fiyatları. 

Buna bağlı olarak enflasyon sürekli yükseliyor, fiyatlar yerinde durmuyor sürekli artıyor. Çarşı pazar yanıyor. Dar gelirlilerin kazançları sürekli eriyor, Türk Lirası sürekli kan kaybediyor." 

Daha çok şeyler diyor  bunları da ekliyorum. Ama işin kökeni bu değildir. İşin kökeni son 20 yılın ve özelikle son 4 yılın bütçe açıklarıdır.  

 SON dört yılın bütçe açıkları listesi şöyledir:   

2019=81 Milyar,    

2020= 139 Milyar    

2020= 246 Milyar    

 2022=278 Milyar   

 Toplam 744 Milyar eder.   

Bütçe açıkları sebep enflasyon ve hayat pahalılığı sonuçtur. NAS suresinin burada yeri yok. AKP dönemindeki Tüm bütçe açıkları 1250 Milyara ulaşmıştır.  Satılmamış hiçbir üretim aracımız kalmamıştır. Bu dönemde bir tek fabrika bile açılmamıştır.   

Perşembenin gelişi Çarşambadan belidir denilen şey işte budur. AKP yönetimi 2003 te 40 milyar bütçe açığı ile işe başlamıştır.  Her yıl arttırılan açıklarla son 4 yılın açıkları oluşturulmuştur. Gaflet dalalet ve hatta hıyanet de denilebilecek uygulamalar da bunlardır. 

 

Açık Bütçeler Yapmayın Dilekçesi 

4 senedir verdiğimiz ama hiçbirine cevap dahi verilmesine gerek görülmeyen Açık bütçeler yapmayın 2023 yılı bütçesini DENK bütçe yapın talepli dilekçemizi geçen  hafta özetle yayınlamıştık.  Tarihi bir süreçten geçiyoruz. Türkiye Cumhuriyetine açık bütçelerle derin zararlar verilmektedir. Bu zararlar artık telafisi olanaksız düzeylere yükselmiştir. Bu nedenle durdurulması gereklidir. Hukuk devletinde bu iş hukuk makamlarının ( Danıştay+ T.C. Anayasa Mahkemesi) görevlerinin başında geldiği kuşkusuzdur.  

 

 

NOT: Dilekçemiz Anayasamızın 74. Maddesinin Türk vatandaşlarına verdiği hak ve vecibeler kapsamındadır.