Op. Dr. Aytekin Ertuğrul 

draertugrul@hotmail.com. 

Son günlerde Yangın faciaları . Yolunu şaşıranlarca yönetilen siyasi ve adlı garabet uygulamaları  gündeme girince   “Yeter söz milletindir” denilen günlere yeniden döndük. Cumhuriyet Gemimiz karaya oturtulmaya devam ediliyor. 31 Mart 2024 tarihinde Türk milletinin gaflettekilere attığı tokat nerede ise unutturulmaya çalışılıyor. “Yeter söz milletindir” sözü  aslında  Kuvayi milliye sözüdür. Bu söz 14 Mayıs 1950 de iktidara getirilenler tarafından amacından saptırılarak kullanılmıştır. Tüm iktidarları süresince de amacına uygun kullanılmamıştır. Bu söz onlara hiç yakışmamış ve uymamışlardır. 14 Mayıs 1950 dahili ve harici bedhahlarımızın tanınmamak amacıyla Demokrasi maskesi takarak iktidara getirildikleri  acı bir tarihtir.. Doğaldır ki “ Yeter söz milletindir” . Ama onun ifadesi " Yeter söz milletindir” şeklinde değildir.          " Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir " şeklindedir. Bu sözü Türk Milleti TBMM nin  herkesçe görülebilecek  duvarına asmıştır. 14 Mayıs 1950 tarihine kadar da Türk milleti bunu böyle kullanmış ve böyle anlamıştır. " Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir " ilkesinin aslı ise. “Hakimiyet Bilakaydüşart milletindir” şeklindedir. Bu sözün uygulamaya geçmiş hali ise  DENK bütçe + Laik eğitim+ Devletçilik +-Tam bağımsızlıktır. 14 Mayıs 1950 harici bedhahlarımızın dâhildeki bedhahlarımızla birlikte iktidara geldikleri tarihtir. Bu tarihten sonra TBMM deki DP çoğunluğuna dayanılarak TBMM Türk milletini temsilden uzaklaştırılmıştır. DP nin sahip olduğu Milletvekili çoğunluğuna dayanılarak TBMM Türk milletini temsilden uzaklaştırılmıştır. Yukarıda yazdığımız ilkeler ters yüz edilmiştir. Bu yazdıklarımızın delilleri ise ABD dolarının seyir defterine  fazlası ile yansımıştır.  

14 Mayıs 1950 de 3 TL olan bir ABD doları bu gün 23 ocak 2025 te 35.650.000 TL dir 3 TL lik bir ABD dolarını 35.650.000 TL ye çıkaran gaflet ve dalalet yolunun başlangıç tarihi 14 Mayıs 1950 dir. TBMM nin Türk Milletini temsilden uzaklaştırıldığı tarih de aynıdır. 14 Mayıs 1950 tarihinin Yüce Müslümanlığına dönüş tarihi ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu işin Yüce Müslümanlıkla bir ilgisi şu ana kadar saptanamamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için yola çıkanlar Yüce Müslümanlık Dinimizin de yok edilmesi için yola çıkanlarla ayni insanlardır. Çünkü Yüce Müslümanlığın ilkelerini yani Hadis- i Şeriflerinden bir kaçını yazarsak  

  • Beşikten mezara bilim okuyun, Komşunuz açken siz tok yatmayın  

  • Bilim Çin’de bile olsa gidin alın  

  • Bu Hadis-i Şeriflerin içinde şüphesiz ki, aşağıdaki iki maddeler de vardır. 

  • Komşunuzu aç bırakacak düşmanları yurdunuza sokmayın  

  • Türk milletini ve Yüce Müslümanları aç bırakacak işler için düşmanla işbirliği yapmayın  

Son 5 yılın bütçe açıklarının yüksekliğinden Türk vatandaşlarının haberdar edilmesi gerekir.  

  •  Biz yazalım da haberdar olunsun.  

  • İşte Son 4 yılın açık bütçeleri 

  • 2022 yılı bütçe açığı 278  Milyar ve  

  • 2022 yılı ek bütçesi açığı 880 Milyar   

  • 2023 Bütçesi TBMM de 660 Milyar TL  açıkla kabul edilmiştir. 

  •  2023 Bütçesine ek bütçe olarak çıkarılan 1,1 Trilyon açık ek bütçe de TBMM de kabul edilmiştir. 

  • 2024 yılında ise Bütçe açığı  2 trilyon 652 milyar TL olarak bütçede yer almıştır. 

  • 2025 Bütçe gelirleri 12.Trilyon 800 Milyar TL dir. 

  • 2025 bütçe giderleri 14. Trilyon 731 Milyar TL dir.ç 

  • 2025 Malı yılı bütçe açığı ise 1 Trilyon 900 Milyardır 

  • TOPLAM: 7 Trilyon 480 Milyar 

  • İşte, bu gün yaşadıklarımızın sebebi bu rakamlardır. Atatürk ve İnönü diye iki Ulu kurucumuzu tanır mısınız?  Türk Milleti bu iki Ulu kurucumuzu çok iyi tanır.  9 Eylül 1922 de son nokta konulan şey işte budur. Yeter söz milletindir denilmiştir ama ifade bu değildir.  

  • " Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir" ifadesi ile denilmiştir.  

  •  Bu cümlenin içinde  DENK bütçe var. Laik eğitim var. Devletçilik öncülüğünde Karma ekonomi var. Dışardan borç almak yok. Haçlı borçlarını tam olarak ödemek var.  Yeniden Haçlılara borçlanmak yok. Ya ne var tam bağımsızlık var.  

  • DENK bütçe yani Ayağını yorganına göre uzatmak var.  

  •  Ürettiğin kadar tüketmek var. Üretim, tüketim ve bütçe dengesi vardır.  

  •  Fiyatlarda istikrar iç ve dış ödemelerde denge var.  

  • Türk milletinin istediği gibi serbestçe secdeye varmak  var. Ezan var. Oruç var. Müslümanlığın ta kendisi olan içinde yalancılık  ve hırsızlık olmayan yüce ahlak da var. Bunu ben mi söylüyorum. Bakınız kim söylüyor. Müslümanlığından vatanseverliğinden milliyetçiliğinden hiç kimsenin asla şüphe edemeyeceği İstiklal marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy söylüyor. Şimdi onu yazalım ve bu anlamsız tartışma oyununa bir son verelim.   

İstiklal Marşımızın  şairi Mehmet Akif Ersoy tarafından söylenen söz:  

“ Cumhuriyet olmasaydı Ben İstiklal Marşını ne için yazacaktım? Hürriyet, özgürlük, devrimcilik, milliyetçilik, Müslümanlık… Hepsi Türkiye’de Bunu bize sağlayana müteşekkirim. Allah benim ömrümden alsın Mustafa Kemal’e versin.”  

14 Mayıs 1950 de Emperyalizm kuzu postuna bürünen bir kurt gibi Cumhuriyetimizi ve Yüce dinimiz Müslümanlığımızı elimizden almak üzere yurdumuza tekrar girmiştir. Bunu anlamayanlar gaflettedirler. Buna karşıt olanlar Yüce dinimiz Müslümanlığı ve tarihimizi bilmeyenler ve anlamayanlardır. Bugün gelinen noktada bir ABD doları 35.650.000 TL olmuştur. İktidarımız bu rakamlara ne yapacağını şaşırmış bakmaktadır. Şaşırıp bakanları bir şartla Türk milleti affeder. Derhal TBMM toplansın İktidarı ile muhalefeti ile müşterek yeminde birleşsin. O müşterek yemim yeniden tazelensin.  İçindekiler iyice anlaşılsın. İçinde şu cümle yazılıdır.  

Devletin varlığını ve bağımsızlığını koruyacağıma. Devletin varlığı ve bağımsızlığı 7 Trilyon açık bütçe ile korunamaz. Korunamayacağını Atatürk bize direktif olarak vermiştir. 2025 merkezi bütçesindeki  1 Trilyon 900 Milyar açık ile  Yok oluyoruz. Buna DUR denilsin. Bunu demeyenleri Türk milleti 31 Martta uyarmıştır. Sonuç TBMM dışında bitmesin. TBMM de bitsin.  TBMM üyeleri Türk milletini temsilden uzaklaşmışlardır. Neden bunu bu kadar kesin yazabiliyoruz. Çünkü Türk milleti açık bütçeler ve açık bütçelerin yol açtığı acılardan 14 Mayıs 1950 den sonra çok çekmiştir. Da oradan biliyoruz. Buna SON verecek irade ulusal egemenliktir.. Parti liderleri tutuklamakla . Bir otel yangınında 76 vatandaşımızı  kaybetmekle nereye gidiyoruz. Tartışılsın. Tek adam dönemine TBMM son versin TBMM dönemine geri dönelim. Türk milleti 31 Mart seçimlerinde bu kararı vermiştir. Bunlar, iki adam oradan, iki adam buradan alınarak yürütülecek işler değildir Topyekûn TBMM nin işe ve gidişe el koymasını gerektiren günlerden geçiyoruz. “ Devletin varlığını ve bağımsızlığını koruyacağıma” diye  Yeminli TBMM miz vardır. Gereğini yerine getirmelidir. TBMM üyelerinin tümü ayni yemini etmişledir. Bütün TBMM üyeleri ettikleri yeminleri hep birlikte uydukları   zaman “Güneş ufuktan  doğacaktır”. 

 Ne mutlu Türküm diyene.