Op. Dr. Aytekin Ertuğrul 

draertugrul@hotmail.com 

Ulusal basınımızın büyük ve güvenilir gazetelerinden birinde bir yazar bazı şeyler yazmış. Türkiye Cumhuriyetimizi adeta  Teksas olmakla nitelendirmiştir. Yazdıklarının hepsi de olumsuz talihsiz ve yazılacak şeylerdir. Ancak yazar sonuçları yazmış. Nedenlerini ve olayların köklerini yazmamış. Sadece bir örnek değil. Basınımızın hemen hemen %70 i  böyle. Ancak yaşadıklarımız herkessin çok iyi bildiği AKP karnesi uygulamasının sonuçlarıdır. İşte AKP nin karnesi 

AKP nin güncel ( 8 Ekim 2025) karnesi( 2003-2025) 

Gam Altın 18 TL den 5182 TL ye çıkmıştır. Artış 290 mislidir 

Çeyrek altın 24 TL den 8427 TL ye çıkmıştır. Artış 360 mislidir 

ABD Doları 1.320 TL den 41.580 TL ye çıkmıştır. Artış 31 mislidir 

İşte yaşadığımız münferit gibi gözüken acı ve düşündürücü olaylar bu karnenin ürünüdürler. Bir ülkede bir çeyrek altını  24. YTL den alıp 8427 YTL ye yani 360 misline çıkarırsanız yaşadıklarınız ve gördükleriniz bunlar olur. YTL demek paramızdan 6 sıfır atılarak değeri düşürülmüş  TL demektir. Orhan Veli'nin güzel bir dizesi vardır 

“Gemliğe Doğru denizi göreceksin. 

Sakın şaşırma.” 

İşte bu şiiri değiştirip yazacaksın.  

Çeyrek altın 8427 YTL yi geçince   

Bağımsızlığını yitireceksin. 

Sakın şaşırma 

Son Şehitlerimiz. Kazazedelerimiz ve katledilenlerimiz Gazze’de yaşadığımız insanlık dramına karşı seyircilerimiz vs. Açık bütçe sonuçlarıdır. Sakın şaşırmayalım. Hatta daha si vardır. Önce tahliye edilen, 24 saat geçmeden tekrar tutuklananlar. Bir yazı ve söylem için kaçma şüphesi vardır diye ünlü bir yazarımızı( !)  tutuklu yargılamalar da bu karne uygulamasının sonuçlarıdırlar. 

Bayramda da bayram sonrasında da trafikte ve anarşide şehitlerimiz dur durak dinlemeden geldiler. Dizildiler ve toprağa verildiler. Şehitlerimizi  ve her türlü olumsuzluğu önlemek isteyen bir Hükumetin ve TBMM nin yapacağı tek şey vardır.  TBMM derhal toplamalı Anayasamızın hukuk devleti olmasının ve 166. Maddesinin  ve dahi” Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesine aykırılığı nedeniyle artık bütçelerimizin DENK yapılacağını bütün Türk Milletine ve Dünyaya ilan etmelidir. Aksi yolda ilerleyenlerin büyük bir bölümü  ya cahildirler ya da değildirler. Cahil değillerse nedirler? Buna da siz karar verin. 

Askerlikle ilgili Bazı Yeni  Kanunlar Yazarlarımızı Düşündürmektedir. 

Çok değerli  yazarlarımız yazıyor. Askeri öğrencilerimiz mezuniyet törenlerinde “ Mustafa Kemal’in Aşkerleriyiz diye gönülden sevinçle haykırmışladır. Daha doğrusu askeri öğrencilerimiz Tğm. Olarak mezuniyetlerini  kutlamalarının ardından bir araya gelip sevincin ve coşkunun gönülden ifadesi olan o masum sloganı " Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırmışlardır. Bu haykırış “ Hayatta bilimin yasa ve disiplinini hiç anlamamışlar tarafından disiplinsizlik sayılmış ve 5 yeni mezun Tğm.  .TSK lerinden TARD edeilerek uzaklaştırılmışlardır. Ordudan uzaklaştırmanın adı ise TARD dır. Tard sözcüğünü merak ettim TDK sözlüğüne baktım. Aynen şöyle yazıyor: Tard kelimesi  (TDK) sözlüğüne göre "uzaklaştırma" anlamına gelir. Arapça "ṭrd" kökünden türetilmiştir ve "uzaklaştırmak, kovmak" anlamına gelen "ṭarada" fiilinin mastarıdır.  

Olay nedir? Harp okulları mezuniyet töreninden sonra bir kısım yeni teğmenler sevinçlerini haykırmışladır. Ne demişlerdir. Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Peki, bizimkiler bizim yöneticilerimiz “ Mustafa Kemal’in askeri olacaklarına dair yemin de etmişlerdir”. Anayasa madde 81. Onlar yeminli Mustafa Kemal’in askerleridirler. Onlar görevleri, başındadır. Mustafa Kemal’in kesin bir dille yasak koyduğu AÇIK bütçelere tam gaz devam ediyorlar. Mustafa Kemal’i n askeri olmak tardı gerektiriyor. Mustafa Kemal’in yasakladığı açık bütçeleri yapmak mükâfatlandırıyor. Mustafa Kemalin askerleriyiz diyenler TDK sözlüğüne göre TSK lerinden uzaklaştırılmışlardır. Kovulmuşlardır. Mustafa Kemalin askerleriyiz diye övünçlerini ve sevinçlerini haykıranların yaptıkları. Açık bütçelerle paramızı ezenlerin yaptıkları ile mukayese edilirse bir hiç değerindedir. Esamisi bile okunmaz. Paramız açık bütçelerle ezile ezile bir bardak çayı Ordu evlerinde 15.000.000 TL ye içiyoruz. Yanlış okumadınız bir bardak çayı 15.000.000 TL ye     ( Yazı ile on beş milyon  TL ) içiyoruz. Bir bardak çayı 1968 de Sıhhiye  ordu evinde 10 Krş.         ( Yazı ile on kuruşa) kuruşa içerdik. İşte geldiğimiz nokta budur. Bu noktada “ Mustafa Kemalin askerleriyiz diye mezun teğmenlerin sevinçlerini haykırmalarına Tük milletinin geçekten ihtiyacı vardır. Vatana ihanetin sınırı yoktur. Durağı vardır. O da 2. SEVR durağıdır. Gidişimiz de rotamız da 1.SEVR rotasına çok benzemektedir. Bu gidişle “ Mustafa Kemalin askerleriyiz diye slogan atacak  askerimiz bile kalmayacak. Son 23 yılda TBMM ne sunulan ve çıkarılan TSK ile ilgili, kanunların ve kararnamelerin toplamının anlamı ordumuzun dağıtılması amaçlanmaktadır dahi denilebilecek- yoğunluktadır. Sayalım mı? 

  • Askerlik süresinin 6 aya indirilmesi 

  • Askeri ortaokulların kapatılması 

  • Askeri Hastanelerin Kararname ile Sağlık Bakanlığına bağlanarak fiilen ortadan kaldırılması 

  • Askeri idari ve adli Mahkemelerin tümü ile kaldırılması 

  • YAŞ nin fiilen kaldırılarak tüm yetkilerin Cumhurbaşkanına verilmesi Vs. 

 

Bütçelerimizi açık yapanlar acaba bu sonuçların açık bütçelerden kaynaklandığını bilmiyorlar mı? İsa Peygamberimizin çarmıha gerilirken söylediği o ünlü vasiyetini de bilmiyorlar mi? Yoksa İsa peygamberin söylediği o vasiyet mi tekrarlanıyor. 

Biz de ” Allah’ım sen bunları affet. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.” Diye mi yazalım. 

 

Sayın Trump ve Sayın Erdoğan’ın Görüşmeleri ve Sonuçları

Op. Dr. Aytekin Ertuğrul

(E ) Dz. Tbp. Kd. Alb.

“Türk siyasetçileri” 14 Mayıs 1950 tarihinden sona Atatürk’ün reçetesinde yer almayan

· Açık bütçeler

· Laik eğitimde uzaklaşmalar

· Karşılıksız para basmalar

· Sağa sola borçlanmalar

· Ayağını yorganına göre uzatmayarak Tük milletini Haçlılara muhtaç etmeler vs.

Hepsini bir biri ardından uygulayarak Haçlıların amaçlarına uygun hareket etmişlerdir. Bu sonuca nereden vardık. O tarihte 3 TL olan bir ABD Doları bu gün( 29 Eylül 2025 te) 41.570.000 TL olmuştur da oradan varıyoruz. Bu miktarı

3 e bölersek 41.570.000:3=13.850.000 eder. Bu rakama ulaşmak ve bu sonucu konuşmak Atatürk’ün kurduğu “ Tam bağımsız” Türkiye Cumhuriyeti’ne hiç uygun değildir.

· Sayın Tump ve Sayın Erdoğan’ın görüşmelerini Sayın Tanzer Ünal madde madde yazmıştır.(*) Gözden geçirelim:

Sayın Tanzer Ünal Sayın Trump ve Sayın Erdoğan görüşmeleri sonunda( 27 Eylül 2025) diyor ki:

Sonuç olarak şunları söyleyeyim.(*)

BİR: Erdoğan, bir süredir yürüttüğü “tek adam rejimini” ABD’de tescil ettirdi.

İKİ: Toplumsal destek azalmasına rağmen iktidarını devam ettirmek isteyen Erdoğan, bu konuda ABD’den tam destek aldı.

ÜÇ; Türkiye, bu son temasla “ABD’ye tam teslim” noktasına getirildi.

DÖRT: Türkiye, hızla “seçimsiz bir rejime” doğru yol alıyor.

BEŞ: Türkiye’de bundan sonra sorunlar azalmayacak, aksine katlanarak artacak.

Üçüncü ve Dördüncü maddeler çok önemlidir. Açık bütçelerle devam edenler bağımsızlıklarını kaybederlermiş. Biz ne aldık ve neler vaat ettik. Yazının tümünde vardır. Linkini sunuyorum. (*)Anayasa Madde 81.Yemin maddesidir. BU yemini Sayın Cumhurbaşkanımız da etmiştir Yemine göre: :

· Devletin varlığını ve bağımsızlığını,( Açık bütçelerle Atatürk’e göre bağımsızlık biter. 14 Mayıs 1950 den sonra bağımsızlık dahi bizden çok uzaklara gitmiştir) Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini, Hukukun üstünlüğünü, Demokratik ve laik Cumhuriyeti korumak

· Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalmak Cumhurbaşkanlarımızın en temel vazgeçilmez görevleridir. 14 Mayıs 1950 den sonra bu görevlere bağlı Cumhurbaşkanlarını, TBMM’ni ve hükümetlerini bu satıların yazarı hiç görmemiştir.

14 Mayıs 1950 den bu yana “ Durmak yok yola devam” denilerek açık bütçeler yapılmış ve uygulanmıştır. Atatürk’e göre bağımsızlık yok edilmiş. İsmet paşaya göre de Tük Milleti tam manasıyla iflasa sürüklenmiştir.

 

Atatürk’ün reçetelerinde bulunmayan ilaçlar 14 Mayıs 1950 den sonra bol miktarda Türk milletine verilmiştir.( Açık bütçeler ve Eğitim birliğinden uzaklaşmalar, sağa sola borçlanmalar, Ayağını yorganına göre uzatmayarak yorganı ayağa göre uzatmak. devletin/milletin fabrikalarını haraç mezat elden çıkarmak vs. ) Anayasamızın kesin emrine göre bu zehirli ve zararlı ilaçlara paydos demek zorundayız. Kesin karar

vermek veya kara kara düşünmek zamanıdır. Bundan sona ancak Tük milletinden Atatürk’ün reçeteleri, için yetki isteyenler kazanacaklardır.

NOT: Sayın Emine Erdoğan’ın ve Tercüman kızımızın kıyafetleri ve başörtüleri. Atatürk’ün kurduğu Modern Cumhuriyetimizin görünümüne uygun düşmemiştir. Her temsilci temsil ettiği Milletinin yasal kıyafetlerine uygun giyinmek zorundadır. (*) Yazının tümü için : Trump’tan Erdoğan’a “meşruiyet” randevusu - Kocaeli Gazetesi