Op. Dr. Aytekin Ertuğrul 

draertugrul@hotmail.com 

24 Temmuz 2023 Lozan Barış Antlaşmasının 100. Yıldönümüdür. Her Türk’ün gururla andığı bir tarih kesitidir. Bundan tam 100 yıl önce 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti ile 7 düvel arasında imzalanmıştır. Ancak üzülerek belirtelim ki 7 düvelin en büyüğü ABD tarafından hala daha imzalanmamıştır. O bu nedenle BOP peşindedir. Bop demek Lozan’ı yırtıp atmak demektir. BOP’ un bir de es başkanı vardır. Şimdi gelelim Lozan nedir kısaca açıklamaya. Lozan= SEVR anlaşmasının her karış toprağı şehit kanları ile sulanarak yırtılıp tarihin karanlıklarına atılmasıdır. Lozan Barış Konferansı 8 ay sürmüş ve Türk tarafının kayıtsız şartsız bağımsızlık talebi İsmet İnönü başkanlığındaki murahhas heyeti tarafından hassasiyetle savunulmuştur. Bu nedenle İsmet İnönü’ye “siz istediklerinizi alıyorsunuz ama günü gelecek bunları sizden tek tek geri alacağız” diyen İngiltere  Başbakanı Lord Gurzon maalesef haklı çıkmıştır. 

 Lozan ile Misak-ı Milli hedeflerine çok büyük ölçüde ulaşılmıştır. Lozan Konferansı sırasında kapitülasyon olarak nitelenen ve ülkenin iç işlerine karışma yetkisi veren ayrıcalıklar uzun süre tartışılmıştır hatta bir ara müzakereler kesintiye uğramıştır. Sonuçta  kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır. Antlaşma, bu açıdan bir ekonomik bağımsızlık belgesi olma özelliğine de sahiptir. 

Lozan!daki kazanımları özetlersek; 

 Kapitülasyonlar: Tamamen kaldırılarak tarihin çöplerine atılmıştır.  

Azınlıklar: Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edilerek hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacaktı. 

Batı Trakya'daki Türklerle İstanbul'daki Rumlar dışında Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ve Yunanistan'daki Türkler mübadele edileceklerdi.   

Komşularımızla sınır problemleri büyük oranda çözülmüş,“ Yurtta barış dünyada barış” ilkesine göre yaşamaya geçirilmiştir.  

  • Misak-ı Milli sınırlarına büyük ölçüde yaklaşılmıştır.  
  • Sevr anlaşması tarihe gömülmüş, dünyada Türkiye Devletinin varlığı kabul edilmiş, içinde modern Türkiye’nin de yer aldığı yeni bir dünya kurulmuştur. 

Tam bağımsız,  kayıtsız ve şartsız ulusal egemenliğe dayalı, Atatürk ilkelerine bağlı, bilimi her sahada rehber edinen, denk bütçeyi ve laik eğitimi benimseyen ve uygulayan Modern Türkiye Cumhuriyeti dünya ulusları arasındaki mümtaz yerini almıştır.  

Her karış toprağını şehit kanları ile sulayarak bize Lozan antlaşmasını armağan eden şehitlerimizin ruhlarına Fatihalar okuyalım. Hayata veda eden kahramanlarımızın aziz hatıraları önünde diz çökelim. Bu gün acıdır ki Lozan antlaşması ile ulaştığımız mutlu sonucu hazmedemeyen dâhili ve harici bedhahların 14 Mayıs 1950 de başladıkları şer ittifakları devam etmektedir. Bunlar laik eğitimi yerle bir ederek ve bütçelerimizi.21 yılda bütçelerimizi 3.403.Milyar açık yaparak ve yabancı paraların değerlerini 26.000.000 defa yükselterek tam hız, ilerliyorlar. Acı ama gerçek. 

 

 En Büyük Müslüman Atatürk’tür.  

 BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş : Ben muhafazakarım diyen kişi Atatürk'e karşı olamaz, böyle bir şey yok. Müslümanım diyen hiç kimse Atatürk'le kavga edemez, O’nun Müslümanlığından şüphe edemez. Ben Atatürkçüyüm diyen kimse de din düşmanı olamaz çünkü bizim görüp görebileceğimiz en mükemmel Müslüman Atatürk" demiştir. 23 Temmuz 2023 tarihli gazeteler. 

 CHP Deki Kargaşanın Nedenleri 

 İBBB Sayın İmamoğlu CHP için eleştiriler ortaya atmıştır. Tarih tekerrür mü ediyor. Bu gibi durumlar için tarihi bir özdeyiş vardır. " SEN DE Mİ BRÜTÜS"  tam yerine oturmuştur. Bir gün bile laik eğitim ve DENK bütçeden CHP uzaklaştı. Oraya tekrar dönülmelidir demeyen bir İmamoğlu CHP eleştirisi  neden  yapar? Amacı nedir. Çözemedim. CHP 10 Kasım 1938 den sonra ve özellikle 14 Mayıs 1950 den sonra Atatürk’ün kurduğu CHP değildir. Çünkü bu dönemde CHP Denk bütçe dememiş. Laik eğitimden uzaklaşanlara sadece seyirci olarak bakmıştır. DP 1950 de demiştir ki “ Küçük Amerika olacağız.” Ne küçük ABD olabildik ne de Büyük Türkiye yolunda yola devam edebildik. Her geçen yıl, her geçen ay,  her geçen gün, her geçen saat TL mızı eriterek Haçlı paralarını yükselterek “ DURMAK YOK YOLA DEVAM” diyerek ilerliyoruz. İlerliyor muyuz yoksa batıyor muyuz? Buna Türk milleti bir karar verirse herkes kaçacak delik arayacaktır.